Şimdilerde yüzüne bakan yok. Yanıbaşında; dipçik gibi ayakta duran, içlerinde çocuk seslerinin hayat verdiği, keyifli sabah kahvaltılarının yapıldığı rakiplerinin yanında hayli mahçup ve üzgün… 
Birkaç fotoğraf severin ilgisine kalakaldı şu fani dünyada. Ben de varım, yıkılmadım ayaktayım diyesi var hele bir dokunuversen bitkin , solgun duvarlarına. Korkar oldu köyün çocukları karanlık odalarından. Oysa Vakti zamanında gaz lambasında şen muhabbetler yapılırdı  bembeyaz kireçli, güpürden perdeli o sımsıcak odalarda. Bayramlarda torun, çoluk çombalak doluşuverir, kınalarda; yüksek yüksek tepelere ev kurmasınlar, annesinin bir tanesini hor görmesinler türküsüyle gelinlerin gözyaşları sel oldu gitti şu koca metruk yapıda….

anadolu köyleri, blog, blogger, makale, anadolu insanı 1


Kıssadan hisse öğrendik ki, vakti gelince gitmenin farz olduğu, “Suların yükselince balıkların karıncaları yediği, suların çekildiğinde ise karıncaların balıkları yediği, kimsenin bugünkü üstünlüğüne ve gücüne güvenmemesini, Zira kimin kimi yiyeceğine suyun akışının karar verdiği şu yalan dünyada…( İznik, Elbeyli Köyü ) 



Velhasıl Galata / Profesyonel Sosyal Etkinlik Fotoğraf Ekibi 




0 Yorumlar