Geçtiğimiz haftalarda kafa dinlemek maksatlı izinli olduğum bir günde Youtube deryasında sörf yapıyordum. Çocukluk ve gençlik yıllarımızda iz bırakmış parçaları dinlerken aşırı pozitif olduğum (Ne zaman ruhum daralsa, sıkıntılarıma kendi öz ilaçlarımla şifa bulmaya gayret ederim. Kimseyi rahatsız etmek istemem, varsa her türlü derdimi iç dünyamda çözümlerim. İşte bu anlarda müzik dinlerim. Cidden tavsiye ederim. ) bu anların birinde çocukluk günlerimizin o meşhuur Western filmi olan The Good, The Bad, And The Ugly ( İyi, Kötü, Çirkin ) şaheserinin Danimarka Ulusal Senfoni Orkestrası tarafından icrasını dinleme fırsatı yakaladım. 

Dinlerken on çocuklu bir ailenin yedi numarası olan Çocuk Ben' i tekrar yaşadığımı, çok keyif aldığımı özellikle belirtmeliyim. Mahalle kültürünün yoğun yaşandığı açık havada oynadığımız o naif günleri, bisiklete binen, ağaçlara tırmanan, evlerimizin arka bahçesinde çukurlar kazan afacan hallerimizi, bugünlerde epeyce bir masrafla büyüklerin planladığı “piknik”lerin aksine bizlerin o günlerde evlerde itinayla hazırladığımız gösterişsiz domates zeytin ve peynir üçlüsünü muazzam iştahla mideye gömerken attığımız kahkahaları, bahçedeki tomurcukları, yabani otları, böcekleri inceleyen, sabahtan gecenin kör vaktine kadar kaygısız ve korkusuzca saklambaç oynadığımız günleri tekrar tekrar yaşadım diyebilirim. ( fazlaca da duygulandığımı belirtmeden geçemeyeceğim. Annem, babam ve geçtiğimiz ay kaybettiğim abim de bu hatıraların içinde olunca cidden kötü oldum. Onları çok özlediğimi çok derinden hissettim)


(İyi, Kötü, Çirkin Film Müziği )


İşte o oyunların en komiği ama bize göre en ciddisi olan "kovboyculuk" oyunlarımızın temel ilham kaynağı İyi, kötü, Çirkin filmi olmuştur her vakit.
Oyuncu karakterleri, müziği ile, mahalle aralarında, apartman arkalarında  hepimizi efsanevi kovboy yapan; filmi ve müziği çocukluk anılarımızın en derin köşelerinde yer eden bu klasik kült filmin, Danimarka Ulusal Senfoni Orkestrası tarafından icra edilen eserini, Sosyal Medya mecrası olan Twitter' da paylaşmak istedim. Bir bakıma herkesi eski günlere, çocukluk günlerine götürebilirim mi diye düşünmüştüm. 
Sonuç Bingo !!


Meğer çocukluk anılarına gitmeye hevesli binler varmış. Twiti yayınladığım andan itibaren dakikalar içinde gelen yüzlerce beğeni ile ne kadar mutlu olduğumu anlatamam. Güzel bir iş yapmıştım. Bir kaç dakika da olsa binlerce insanı çocukluk günlerine götürmüş, o safiyane tertemiz yaşanmış, tozlu raflarda itinayla saklanan çocukluk anılarımızın saklı olduğu sandukaların açılmasını sağlamıştım. (Bugün twitin beğeni sayısı OnüçBin'leri geçti). Binlerce insan Yedi, On yaşlarındaki kovboyu tekrar yaşamış, ıslık çalmaktan dudaklarımızın yara olduğu filmin müziğini tekrar dinlemekten keyif almışlardı. İnanın bunları ben söylemiyorum. Gelen onlarca teşekkür mesajlarında yazılıydı tüm bunlar. 



Şunu anladım ki twit ve anılar bahaneydi aslında sevgili dostlar. Zor günler yaşadığımız şu canım ülkemizde temiz, saf ve dürüst olan her şey sanırım çocukluğumuzda kaldılar. Bu yüzden o günleri hatırlamaya hepimizin şiddetle ihtiyacı olduğunu farkettim. Geçmişi özledik sanki. Eski Türkiye'yi çok özledik. Samimiyetsiz, Adaletsiz, yalan, dolan, talanın ve rantın tavan yaptığı, sanatçılara "pezevenk" diyecek kadar aşağılık insanların gazete çıkardığı bu ülkede herşey kanımıza dokunur oldu desem yanılıyor olmam diye düşünüyorum. 

Okuyabildiğimiz, duyabildiğimiz, dinlediğimiz güzel bir şeyler olursa topyekün sarılıyoruz sanki. Galiba bu twit bu yüzden çok beğenildi. Bizdendi..
Daha fazla yaraları deşmeden Efsane Western bu filmin müziğinin Danimarka Ulusal Senfoni Orkestrası tarafından icrasını dinlemeniz için aşağıya videosunu ekliyorum.
Evet twitte dediğim gibi..Çocukluk anılarınıza gitme garantili.
Buyursunlar...

Esen Kalın.
  

0 Yorumlar