45 yaşında eşimin ısrarıyla bir fotoğraf makinesi aldım. Sadece 4 saat temel eğitim ve kısa deneme çekimlerinden sonra Caddebostan sahildeki bu fotoğrafı çektim. Fotoğrafım çok beğenilmiş, üstad fotoğrafçılarından çok olumlu eleştiriler almıştım. Ne yalan söyleyeyim çabuk şımarmıştım. Ta ki merhum Ara Güler Üstadın o sözünü okuyana kadar.. Şöyle diyordu Üstad: "Ben Singer dikiş makinesiyle bile fotoğraf çekerim" 

Suratıma sağlam bir şamar yemiştim. Orta yaşa gelmiş, iyi firmalarda yöneticilik yapmış ben; konu fotoğraf sanatı olsa dahi başarının tesadüf olmadığını düşünememiştim. Henry Ford'un, Ford Motor Company' i kurmadan önce 5 kez battığını, Bill Gates'in meşhur Microsoft'u kurmadan önce defalarca başarısız olduğunu, Walt Disney'in ‘hayal gücünden yoksun olduğu ve fikir üretemediği’ gerekçesiyle çalıştığı gazeteden kovulduğunu, Einstein'in ağır ve asosyal olduğu için okuldan atıldığını, Edison'un ampulu icadından önce tam bin kez deneme yaptığını düşündükçe açıkçası çok utanmıştım.

Şans eseri bir şeylere sahip olma olasılığımız çok düşükken, yeterince emek verip istikrarlı bir şekilde çalışarak başarmanın çok yüksek olasılık olduğunu geç de olsa farketmiştim. Bugünlerde kısa yoldan köşeyi dönmeyi alışkanlık haline getirip, her defasında hayal kırıklığına uğrayan Kadim Türk Milletinin bu meşhur ataletinin; önümüzdeki günlerde Üniversite sınavına girip hayata atılacak genç kardeşlerime tavsiye maksatlı küçük bir örnek olmasını ümit ediyorum.

Dünyaca ünlü fotoğrafçı Eugene Smith şöyle der :"Ben bir fotoğraf çekmek için aylarca dolaştığımı bilirim. İspanya'yı çok severim. Bu ülke içerisinde istediğim pozları çekebilmek için 10 bin kilometre yol katettim. Madrid'te fotoğraf çekebilmek için öncelikle İspanya tarihini iyi bir tarihçi kadar öğrenebilmek gayreti ile yüzlerce eser okudum. Toplumu, insanları, yaşayışlarını araştırdım. Ondan sonra fotoğraf makineme elimi attım. Başarının sırrını öğrenmek istiyorsanız siz de bu yoldan yürüyünüz..."





0 Yorumlar