ayvalık
Fuat Demirel
Hayatım bu akşam arkadaşlar ile bir iki tek atacağız, yemeğe bekleme, dedi. Aylardır ve hatta birkaç yıldır herhangi bir akşam arkadaşlarıyla değil bir iki tek atmak, kapının eşiğinden dahi çıkamamış karısı aklının ucundan dahi geçmedi.
Tamam, geç kalma. Büyük seni görmeden uyumuyor.
Fuat.. Fuat Demirel. Ayvalık ilçesinin dar sokaklarında hususi gizlenmiş iki göz viranede yaşıyor. Yetmiş yaşında. Bilinene göre kimi kimsesi yok. Konuşmuyor. Yıllardır ağzından çıkan iki kelime var. Teşekkür ederim. Alışveriş yaptığı marketin kasiyeri Selma bu iki kelimeyi Fuat beyden duyunca nedense piyangodan ikramiye kazanmış gibi mutlu oluyor, Fuat bey de bu kızcağız ile ne vakit karşılaşsa gözleri doluyor. İnsanlar ile iletişim kurmuyor, mahalleli durumu kabullenmiş idare ediyor Fuat beyi.
Her akşam 19.00 da iskeleye inip, pazar çantasından çıkardığı odun parçalarını tutuşturuyor. Ateşin başında uzun uzun denize bakıyor. Her dakika huzursuz. Dizini ovuşturuyor. Elini kolunu hakim olamıyor. Hıçkıra hıçkıra ağladığını görenler var. 19:50 gibi toparlanıp, saat tam 20:00'de evinde oluyor. Yıllardır bu ritüeli dışında günün diğer saatleri evinden dışarı adım atmıyor. Birikmiş kirası, esnafa olan borcunu mahallenin hali vakti yerinde tüccarları ödüyor.
Kimi zaman sahildeki ayinden sonra dönüş yolunda Beylerbeyi Meyhanesinde demlenen yaşıtlarının buyur gel bir iki tek atalım davetini duymazdan geliyor. Haftanın birkaç günü sırf bu meyhanenin önünden geçmemek için üç sokak fazla yürüyor, kan ter içinde evine varıyor.
Su gibi akıp giden rakı, masadaki kıdemli akşamcıların kafasını güzel yapmıştı. Anasonun keskin kokusu çiçek pasajından İstiklal caddesine doğru süzülüyor, kalabalıklar arasında kayboluyordu. Keyifler sahte, hayatın kendisi apaçık gerçekti. Öyle ki bu durum; tamiri imkansız dertlerin ve kederlerin şerefine kaldırılan kadehlerin masadan kalktıktan sonra narkozdan henüz çıkmış hastanın uyanmasına benzerdi. Acı vücuda hakim olmaya başlardı. Meyhaneden bir adım attıktan sonra kederleriyle başbaşaydı artık herkes. Onca kadeh niye kalkmıştı ki? Hayırdır keyfin yok senin bu akşam sorusuna, ya hu ne bileyim içim bi tuhaf bugün diye cevap verdi. Müsaade edin ben kaçayım.
Kapısını kilitledi. Odun parçalarını istif ettiği pazar çantasını yüklendiği gibi iskelenin yolunu tuttu. Mahallenin dar sokaklarına uzun uzun göz gezdirdi. Tebessüm etti. Teşekkür etti. Göz ucuyla istisnasız her eve veda etti. Ateşini yaktı. Denizin karanlık taraflarını süzdü. Uzun yıllar yaşadığı karanlık günleri denizin zifiri karanlığı ile kıyas etti. Kalktı. Denize doğru yürüdü.
Mahallesine yaklaştığı sırada kulakları sağır eden itfaiye araçlarını otobüsün camından izledi. Allah yardımcıları olsun demeyi ihmal etmedi. Durağa yanaşan otobüsün kapısı açılınca kesif bir duman bulutu genzini yaktı. Ne oluyor yav demeden ahalinin oturduğu sokağa doğru koştuğunu farketti. Evinin olduğu sokaktan dumanlar geldiğini gördü. Kalbi duracak gibi oldu. Koştu, nefesi tükenene kadar koştu. Sokağın köşesini döner dönmez evinin yandığını gördü. Alkolle karışık kanı damarlarında akmaz, beynine oksijen göndermez oldu sanki. Eli ayağı kesildi. Felç olmuş gibi hareketsizdi. Köşeyi koşarak dönen manav Zeki avazı çıktığı kadar bağırdı. Fuat abi, abi evin yanıyor burada dikiliyon, deli misin sen allaan adamı dedi. Ses uzaktan geliyor gibiydi. Değil koşmak tek bir adım dahi atamadı. Selma çocukları al çabuk çık o evden sözleri ağzından çıkan son sözleri oldu. Bulunduğu yere yığıldı.
Sabah belediye işçisi sahili temizliyor, Fuat beyin geceden bıraktığı ateşin küllerini topluyordu. Söylenmeyi ihmal etmedi. Yok aga kurtulamayacağız bu ihtiyardan. Her sabah aynı terane ya hu ortalık dedi. Oysa Fuat beyin hayatının her gecesini yakan ateşin küllerinden kurtulmak için evvel gece denizle bütünleştiğini bilmiyordu. Koca Ayvalık ahalisi yıllar oldu bilemedi.
Hayat böyleydi işte. Bir gecelik anlık kararlarımız kimi zaman koca bir ömrümüzün pişmanlığı olabiliyor. Yaptıklarımıza ve yapamadıklarımıza pişman olmak..Hayatlarına ve dahi hayatımıza mal oluyor.
31 Yorumlar
Kaleminize sağlık...
YanıtlaSilÇookça teşekkür ediyorum, eksik olmayınız .
SilÇok güçlü bir hikaye, sürükleyici bir anlatım.
YanıtlaSilÇok zarifsiniz teşekkür ediyorum..
SilÇok etkileyici, kaleminize sağlık..
YanıtlaSilVarolun çok kıymetlisiniz..
SilGerçek bir hikâyeye benziyor.
YanıtlaSilCümlelerde görünmeyen, güçlü bir hüzün var. Son satırların hissettirdiği; derin yürek sızısı...
Kaleminize sağlık...
Çok mutlu oldum inanın. Minettarım kıymetli yorumunuz için.. Eksik olmayınız. Malum iş güç. Vakit çok kıymetli. Arada sizlerden uzak olmamak adına kaleme aldığım bir hikayeydi. Beğendiyseniz ne mutlu bana..
SilGüzel bir hikaye, emeğine sağlık enni.
YanıtlaSilÇok kıymetlisin Boracım. Teşekkür ediyorum.
SilBir romandan alınan bir kesit gibiydi. Kendimi kaptırdım, üzülmeden edemedim. Kaleminize sağlık. Sağlıcakla kalın kardeşim...
YanıtlaSilEce abla, çok teşekkür ediyorum. Vakit ayırmış, okumuşsunuz. Eksik olmayın. Selam ve saygılarımla..
Sil
YanıtlaSilGerçekten de aldığımız kararlarla, yaptığımız tercihlerle yaşamımızın bir sonraki kesitini kuruluyoruz. En zoru da bu hamlelerin doğurduğu bazı sonuçlara katlanmak, vicdan yükü ile sınanmak. Zor bir temayı çok güzel işlemişsinşz Taner Bey, yüreğinize sağlık 👍👏.
Cumhuriyet Bayramınız kutlu yarınlarınız umutlu olsun😊🇹🇷🇹🇷🇹🇷🇹🇷🇹🇷🎈🎈🎈🎈🎈🤚
Bilmukabele, Yüce Ulusun bayramı ebedi olsun.
SilYıldız hanım çokça teşekkür ediyorum. Hayatımızda-pek güzel dediğiniz gibi - Vicdan yüklerimiz ile sınanmamak umuduyla..
heeey son yazıma bi bakasın heleeee, zamanın olursağğğğ :)
YanıtlaSilBütün hikayeyi böyle tepeden izledim sanki, süpersiniz👏👏
YanıtlaSilÇok zarif bir yorum Gökhan bey, mutlu oldum, sevindim gerçekten. Teşekkür ederim.
Silne çok seviyon sen hüzünlü yazmayııı herhalde yazarken hüzünleniyon sen çoook :) heey işallaah hep hüzünlü değilsindir hayattaaa :)
YanıtlaSilEşim ve kızlarım.. Onlarla gülüyor, onlarla çok eğleniyorum. Geriye kalan zamanımın tamamı hüzün.. Üç tarafı denizlerle kaplı memleketimin dört tarafı hüzün çünkü. Neye hüzünleneceğimizi şaşırmadık mı sevgili arkadaşım. Her şey dert bu memlekette. Geçen yıllara oranla son birkaç yıl %300 artmış sakinleştirici ilaç kullanımı. O hüzün gemisinin yolcusu hiç eksik olmayacak bu canım ülkede..😔
Silheey, feriha hanım ikinci ve üçüncü bölümleri yazdııım :) zamanın olursa okursun belkuuu :)
YanıtlaSilheey bir de son yazıma baksanaa, kelime oyunu adlı, beş kelime vererek öyküler yazıcaz. bu hafta için beş kelimeyi verdim. öykü de yazdım az önce. iki arkadaşımız yazdı şimdi bu kelimelerle öykü. haftaya da kırmızı ruh arkadaşımızın beş kelimesi ile yazıcaz öykü. sen de istediğin zaman katilabilirsin yanii. istersen bu hafta veya her hafta, ne zaman istersen, hatta ilerde ne zaman istersen sen beş kelime seçersiin, sen de biz de yazarız yaniiii :) bi bak istersen etkinliğe ve öykülere, yani zamanın olursa tabeee :)
YanıtlaSilİlk fırsatta uğrayacağım arkadaşım..
Silferihanım teyze de geldiii :)
YanıtlaSilKaleminize sağlık çok çok güzel anlatım olmuş... hüzünlü..
YanıtlaSilÇok kıymetlisiniz. Eksik olmayın..
SilSelam ve sevgilerimi gönderiyorum size🖐
İyi hikayelere odaklanmak, onlardan bahsetmek, onları çoğaltmak ve dilimizi iyi sözlere alıştırmak lazım. Hepimizin özünde iyilik var ve neyi beslersek daha çok ona dönüşüyoruz...
YanıtlaSilBuna hepimizin ihtiyacı var....
Çok haklısın Ahmet şefim, iyilik bulaşıcıdır. Kalemimizi kullanarak topluma aşılamak birincil görevimiz olmalı.
SilVakit ayırıp okumuşsun. Eksik olma steak dünyasının en kıymetli şefi. Varol şefim..
geldi yeni bölüüüm :)
YanıtlaSilTeşekkür ediyorum, eksik olmayın. Hikayelerimi tanıdık birkaç dosttan başka kimse okumuyor. Sorun da bu. Memleket okumayı sevmiyor. Saatlerce telefonda kim ne yapmış, kim ne yemiş aksiyonlarını takip etmek daha keyifli geliyor bizim kadim insanımıza.
YanıtlaSilGrupların üye sayısının fazla olması okuma sayısının artması ile doğru orantılı olmuyor, olamıyor.
Bağışlayın..
feriha teyze yeni bölüm geldiiii :)
YanıtlaSilferiha hanım bölüm 6 ve bölüm 7 yi okumadın, ilk beş bölümü okumuştun, eski bölümleri kaldırdım blogdan, çünkü çalıp başka sitelerde yayınlıyorlar :) yani okumak istersen diye sölüyom tabiii :)
YanıtlaSil