Beşiktaş iskelesinde sıradan bir gün. Az sonra bilmem kaç yüz yolcusu ile Çengelköy vapuru homur homur kalkmaya hazırlanıyor. Üç kısa düdüğünü çaldı. Geriye doğru tornistan yapacak anlamına gelen bu mesaj, yolcularına "kalkıyoruz" uyarısıydı. İskele ağır ağır beyaz köpüklere bulanıyor. Halatçı, kaptanı selamlayıp çelikten kuğuyu Çengelköy'e uğurluyor.

Yolcular salonlardaki cam kenarlarına ve vapurun sağlı sollu davlumbazlarına yerleşti. Geçmiş ve geleceğe köprü olan kadim memleketin insanları için on, on beş dakikalık kısa bir molaydı bu. Ve fakat yolculuğun mola mı, hoş bir hülya mı olduğu konusu henüz netliğe kavuşmuş değil. Kim ne derse desin, Boğazın büyüsü ve masmavi denizin iyot kokusu ile sarhoş olan İstanbullunun zaman yolculuğu’ydu başlayan..

Makinist film rulosunu çalıştırdı. Herkesin kendine ait hikayesi, filmi, anıları sahne aldı. Kimi gençliğine, beriki bekarlığına gitti vapurun çıkardığı köpükleri izlerken. Evvel hafta karısını kaybeden talihsiz bir adamın kalbi sıkıştı, derin derin nefes aldı, kendine geldi. Burun kısmında bir avukat mezuniyet gününü gördü filmde. Diplomasını ailesi ile paylaşmak için bu vapura binmesi gerekecek, arkadaşından borç para isteyecekti. Milyon dolarlık davalara bakan avukatın ta kendisiydi bugünlerde. Yıllar önce bu vapur ile Beşiktaş'a geçen Semra hanım Can' a hamileydi. Can dün gece Amerika'dan dönmüş, Semra hanım oğlunun çok sevdiği midyelerden almak için Beşiktaş'a gitmişti. Dönüş yolunda epey yorulduğuna sızlandı. Gençlik şöyle bir selam verip gitmişti hoş anılarla dolu filminde. Gözleri doldu. Geçen yıllara mı yansın, biricik oğluna kavuştuğuna mı mesut olsun bilemedi. Yetmiş üçlük Nejat beyin jilet gibi lacivert takım elbisesi parlıyor. Güneşten değil. Yıllara mağlup olmuş belli ki. Vapurun kıç tarafında kendine demli bir çay söylüyor. Şirket-i Hayriye'de görevli Paşabahçe Vapurunun kaptanı babası Emin Ali bey var kendi filminde. Babasının kaptan köşküne çıkarıp koca vapurun dümenini teslim ettiği o günü izliyor hüzünle. Filmi kısa sürdü. Eminönü, Beşiktaş, Çengelköy arasındaki uzun yolculuğu için cebinden bir kuruş ödemediği aklına düştü, güldü. Devlet baba sağolsun dedi, martıların simitlere pike yaptığı salvoları izlerken..

Geçmişine ait ne anısı ne de bir hikayesi olmayan belki tek yolcu vardı koca gemide.
Halil..Olabilir miydi? Bir insanın geçmişi, anıları olmaz mıydı?

Bilmem kaç yüz yolcunun, bilmem kaç yüz farklı hikayesi döndü vapurun her bir mevkiinde. Kendi özgül ağırlığına ilave olarak tüm bu insanları ve hikayelerini sırtlayan Çengelköy Vapuru ağır ağır yaklaştı iskeleye.

Hayaller farklı, rota aynı, iskele hep ortaktı. Ta ki iskeleye ayak basana kadar..Yazık ki ilk adım ile bu büyü bozulacak, canım İstanbullu makus kaderine razı olacaktı. 

İnip inmeme arasında gitti geldi Halil. İsmet Paşazade Yalısı ile arasında üç beş yüz metre ya var ya yoktu. Mesafe kısa olsa da zaman boyutu hiç de öyle değildi. Dile kolay, tam kırk yıl..

Çengelköy Sahili - Ressam Ayşe Ersoy

 Kısa ürkek adımlarla yalıya doğru yürüdü. Daha fazla yaklaşmasına yüreği izin vermedi. Hayli değişmiş olmasına şaşırmadı. Zaman sadece insanoğlundan alıp götürmüyor, canlı cansız her mahlûkat zalimce akıp yiten yıllara direnemiyordu. Eski halinden eser yoktu. Çocukluğunun kalesi bildiği yalının müştemilatına baktı uzun uzun. Annesi, babası ve Zeliha hayallerine üşüştü geniş bahçede.

Çengelköy Polis Karakolu girdi. “Ben Halil Atuk” dedi.


-        Şinasi bak sana sesleniyor müşteri. Sinasi hişş. duymuyon mu?
-        Duydum Recep duydum.
-        Sahi sen nereye bakıyon ya hu?
-        Halil’i gördüm az önce sanki.
-        Yok daha neler? Adam kırk yıldır yok. Ne işi var Çengelköy’de..Canım Zeliha’yı öldür, sonra kaç, kırk yıl sonra gel. Olacak iş değil. Kıçımın kenarı, ne istedin koskoca İsmet Paşazade’nin gül gibi kızından. Evlenmek istemişmiş.. Paşa kızı dengin miydi senin it oğlu it!!
-        Büyük konuşma Recep ikimizin de kızı var. Aşk önce ruhu sonra gözleri kör eder..


      Şirazlı Sadi şöyle der bir sözünde “Yek katre-i hunest ve hezar endişe” yani “bir damla kan ve bin endişe.” Katil muhakkak cinayet mahalline döner dönmesine de Halil’in dönüşü son bir vedaydı kırk yıllık kahır ve endişe dolu kendi hikayesine.

      Her yolculuk bir kaderdir aslında. Ve dahi her insanın bir yolculuğu vardır, kimi Çengelköy vapurunda, kimi elleri ters kelepçeli yaşlı gözlerle İsmet Paşazade Yalısına bakan Halil’in bindiği polis otosunda.


      İskelede bir koşuşturmadır gidiyor. Bilmem kaç yüz yolcu sökün etti vapura, yerleştiler salonlardaki cam kenarlarına ve vapurun sağlı sollu davlumbazlarına. Üç kısa düdük çaldı. Makinist yepis yeni hikayelerin olduğun film makaraları çıkardı çantasından..Rulo dönmeye başladı. Herkesin kendine ait hikayesi, filmi, anıları sahne aldı. Zamanda yolculuk başladı..

34 Yorumlar

  1. Okurken vapura bindim vapurun yol almasıyla beraber bende derin hayallere daldım geride kalan beyaz köpüklere gözlerimle selam çakarken .

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Çok sevindim bu duyguları yaşatabildiysem..
      Eksik olmayın. Selam ve sevgilerimle..

      Sil
  2. Vapurun alt arka açığı, motorun sesi, köpükler, martılar, İstanbul silüeti, denizin her gün başka güzel olan rengi. İlk gençliğim,heyecanlar, koşturmalar, aşklar. Ah ah. Kokusu bile burnuma geldi okurken.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Ne güzel anlattınız. Kadim İstanbul'da yaşamak keyfe keder. Vapurun ayrı bir yeri var bu yaşlı şehirde. Boğazın beyaz kuğuları süzülür masmavi denizde.

      Ben teşekkür ediyorum, her zamanki desteğinize. Eksik olmayın Handan hanım..

      Sil
  3. Kaleminize sağlık ;) yazılarınız eksik olmasın ;)

    YanıtlaSil
  4. Resmen o vapura bindim yazınızda, hiç de inesim gelmiyor ��çok içten bir yazı..

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Teşekkür ederim, beğendiğinize çok memnun oldum. Kıymet kattınız, eksik olmayın Nurcan hanım..

      Sil
  5. Bir dönem bende sabah 08:15 Kadıköy-Eminönü vapuruna, sabah işe giderken mecburi aboneydim, bundan 32 yıl evvel..... Vay be hakikaten senin deyiminle bu kadim şehrin 50 yıldır içindeyim ve 20 yıl tekne ile gezdik ama 30 yıldır tabiri caiz ise vapurdayız be enni. Herkesin hayata bakışı bir başka tabi, ama senin şu asla bırakmadığın hayata dair ümitlerin ve mutluluğu anın içinden çıkarman, yaşa be kardeşim o anı yaşa - hayatı güzel günler ve anları düşünürsen mutlu yaşarsın prensibin varya , ben buna çok imreniyorum be dostum. An içinde çok mutlu olduk , bazıları da beraberce oldu ama ben bi türlü vazgeçemiyorum gelecek korkusundan be...... Bende böyleyim ne yapayım, yine de şükür bugünümüze diyelim be enni. Fakat bi şeye inancım hiç bitmedi, senin yunus balığı sözünde durmasa da, bi gün senle mutlaka bi kıyı kasabasında sadece 2 kişilik sorumluluk sahipleri olarak , küçük evinin manzaralı bahçesinde kadeh tokuşturup artık evlatların bize yaşattıkları mutlulukları konuşur olacağız..... Dimi enni ?

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Bak şimdi ben bu sözlerini alıp çerçeveletecem, evin en kıymetli yerine asacam en bi kaynım Boram.. Öyle duygulandım yani.

      Can ciğerim, hepsi olacak, çocuklar güdürecek, gururlandıracak bizi. Yunus balığımız beklemede. İnancım sonsuz. Sadece zamanı bekliyor. Hani ince bir ayar var, onu da verdik mi gerçek olacak. Hani olmaz ya - ki olacak - tut ki ayar tutmadı. Olsun be Boram, biz bize varız. Ne zaman sıkılsam önce Ankara sonra sen varsın. Siyaseten şu lafı sevmesem de "biz bize yeteriz". ki.. Deniz manzaralı sahil kasabasında mütevazı bir ev olmadı mı? Sağlık olsun senin havuz manzaralı balkonda tokuşturacağız kadehleri. Tufan'ın köy var misal, benim kafa güzelken daha ne numaralar var ben de, görmedin ki :)

      Benim Ankara'dan sonra başka kardeşlerim de var. Semam var, insa lıkta koca koca Çınar..Dünyanın en büyük firmalarından birinin müdürü medarı iftiharım Barkınım, mühendislere taş çıkaran Tufanım, bereketli sofrasıyla Seher ablam var. Necla ablam var bayramlarda kavurma yapar can ciğer, Fenerli İhsanım var, Ali abim var yüreği güzel. Komik hayat dolu Cengiz abim var, yüzüne hasret Nazmim var. Yemekleri efsane Müjganım var, fotoğrafları ile beni kıskandıran Bernam var. İlaçcı Ebrum var, güzel yüreği ile biz yaşlandıkça ilaç takviyesi yapar. Google Ertuğrul abim var be neyi merak etsen anında cevaplar. Misal Trabzon'dan Memedim, Hümeyra ablam var, Güler ablam, Neşe ablam var. Canın sıkılsın atla git kral gibi ağırlarlar. O kadar canlar.. Hepsinin kendileri gibi güzel evlatları var.

      Özetle ne muhteşem hayat var Boram. Ne çok sevenimiz, ne çok kapımız var. Serin ol bize daha çok bahar var.

      Sil
  6. Şu an karar verdim. Mahpus hayatımızdan bir kurtulalım ilk yapacağım şey vapur yolculuğu olsun. Çok özlemişim. Hikayeniz çok duygulandırdı. Kaleminize sağlık.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Evet çok haklısınız Rabia hanım, bir an evvel vapurla bit yolculuk yapmak elzem oldu boğazın derin maviliklerinden. Kimbilir kendimize ait film sahne alacak vapurun herhangi bir mevkinde. Anılar ile dolu hoş bir yolculuk yapmak iyi gelecek hepimize.

      Teşekkür ediyorum. Kıymet kattınız. Eksik olmayın..

      Sil
  7. Ne de güzel alıp götürür geçmişe böyle bir yolculuk, kısa olsa da. O havayı çektim içime bir an, yüreğinize sağlık

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Çok teşekkür ederim Gökhan bey, anılarda hoş bir yolculuk yaptırdıysam ne mutlu bana. Eksik olmayın. Selam ve sevgilerimle..

      Sil
  8. vapurda filmler. ne güzel. böyle bir belgesel film yapılabilir. çengelköy sendromu artık bu sendromun adı, suçlunun dönmesi :)

    YanıtlaSil
  9. Teşeklürler sevgili Deep. Vapurda filmler belgeseli güzel fikir.. Kısa film. Ne iyi olur.

    YanıtlaSil
  10. geldi yeni bölüüm, feriha hanııım :)

    YanıtlaSil
  11. Çok etkileyiciydi Taner Bey.👏👏 Son paragrafla da noktayı koymuşsunuz. Yüreğinize sağlık. Bence bir kitap yazma zamanınız gelmiş😊🤚

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Yıldız hanım gönülden teşekkür ederim, çok zarifsiniz, onur duydum..

      Kitap için bir parça daha yol almakta fayda var. Çok çalışmam gerekiyor, beğendiğinizi umduğum bu hikayelerden fazlaca yazmam gerekli olduğu kanısındayım. İstanbul İsletme Enstitüsü'nden yazarlık üzerine dersler alıyorum.
      Herkesin bir yolculuğu vardır, her yolculuk evet bir kaderdir. Yazarlık treni için cebimde bir biletim var. İstasyondayım. Treni bekliyorum Yıldız hanım.

      En derin sevgi ve saygılarımla.. Sağlıcakla..

      Sil
  12. Trenin gelmesine çok az zaman kalmış bence. Bu yolculuk için sergilediğiniz gayret de çok güzel ayrıca. Kolaylıklar dilerim😊🤚

    YanıtlaSil
  13. Hikayedeki her mekanı bilmek, o anları defalarca yaşamak da güzel duyguymuş... Yer mekan hep aynı olsa da her zaman değişik film izliyorum ben...

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Çok teşekkür ederim eksik olmayın, vakit ayırıp okumuş ve yorumlamışsınız..

      Sil
  14. Bir feribotta bulundum. Tercüman dili kullanarak makalenizi okumak, derhal feribot kullanmanın rahatlığını hissetmemi sağlıyor.

    Endonezya ülkesinde benden selamlar

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Thanks a million, That’s very kind of you 🙏🏻🖐

      Sil
  15. feriha hanım geldiiii yeni bölüüm :)

    YanıtlaSil
  16. Sayenizde biraz önce Çengelköy vapurunda, bende kendi hikayemle çıktım yolculuğa. Kaleminize sağlık.

    YanıtlaSil
  17. feriha hanım seni sorduuu :)

    YanıtlaSil
  18. O kadar uzun zamandır vapur yolculuğu yapmadım ki. İstanbul ve vapur ne keyiflidir.

    YanıtlaSil